Michelangelo'nun her taşın içinde kendi şaheserini sakladığına inanması gibi, ben de şehirde dolaşırken topladığım her moloz parçasının sanata dönüşme potansiyeline sahip olduğuna inanıyorum. Bulduğum şeyleri keşfetme, belgeleme ve üzerinde düşünme süreci, her işi oluşturan bağlayıcı süreç haline geliyor. Bir bakıma etrafımdaki beton, mermer, tuğla ve taş parçaları benim ilham perilerim, İstanbul şehri de amansız ilham kaynağım.
Önceki çalışmalarımdan devamla, Atalarımızın Molozları Üzerine İnşa Edilmiş adlı yapıt, Osmanlı ve Pers hanedanlarının minyatür resimlerinden esinlenerek, bir kez daha anlatıya ve yaratıcı sürece odaklanıyor. Hayatımızın hikayeleri, şehrin doğasından kaynaklanan ve süregiden performatif bir eylemdir; kentsel peyzaj ise bu eylemlerin sahnesini oluşturur. Bununla birlikte, makrokozmik bir bakış açısına sahip olan önceki çalışmalarımın aksine, Atalarımızın Molozları Üzerine İnşa Edilmiş şehre yakınlaşıyor ve şehirden samimi kesitler alıyor.
Gerçek mekanları anımsatırken, eserin minyatür ölçeği ya da Alice Harikalar Diyarında öyküsünde adı geçen cüceler ülkesi Lilliput’tan esinle Lilliputçu ölçeği, izleyiciyi çocuksu bir merakla dokunmaya ve kendi anlatılarını hayal etmeye davet eden ayrıştırıcı bir süreç haline geliyor. Pandeminin bir kalıntısı olarak, boş şehre ve bunun yarattığı durgunluk duygusuna alıştık. İnsanlardan yoksun, sokak mimarisi kendi hikayesi haline geldi ve sıradan olan bir şekilde özel oldu. Aynı şekilde, doğa insan müdahalesinin baskısı olmadan gelişti. Birçok yönden eser o anın ve durgunlukla doğanın bu hücumlarının bir kutlamasıdır.
Tüm çalışmalarımın kökeninde, kentsel çevrenin maddiliği hakkında tamamen içgüdüsel bir şey var. Şehri dolaşırken, ellerimi yüzeyleri boyunca gezdirmeyi ve zemini ayaklarımla çizmeyi, kompozisyonunu çözmeyi ve katmanları içindeki tarihselliği aramayı seviyorum. Stüdyomda, bu süreç, bulunan nesneleri, doğal çağrışımlarıyla yan yana getirmekle ve simulakrayla ilgili hale geliyor- sanki bir sokak tasarımı konseptini kurumsal bir müşteriye satmaya çalışan bir mimarmış gibi, inandırıcı bir maket oluşturmak için kentsel tasarımcıların ve model yapıcıların dilinden icatlar yapmaya ya da uyarlamaya başlıyorum.
Atalarımızın Molozları Üzerine İnşa Edilmiş hazır ve buluntu olanı bir araya getirir, anlatının olanaklarından keyif alır, doğayı ve anı kutlar, bir yerin veya müdahalenin içinde politik olanı parçalara ayırır, ancak hepsinden önemlisi tekinsiz anın durgunluğunu yeniden sunmaya çalışır ve izleyiciyi bir yerle ilişkilerini yeniden hayal etmeye davet eder.
Atalarımızın Molozları Üzerinde is funded by Arts Council England. |